SÜHEYLÂ ALTMIŞDÖRT Muallim İsmail Hakkı Bey, Muallim Kâzım Uz, Şefik Gürmeriç ve Emin Ongan gibi İstanbul musiki hayatına mâl olmuş efsanevi “hoca”lardan biri olan Süheylâ Altmışdört, rekor sürelerde devam ettirdiği Üniversite Korosu şefliği ve Belediye Konservatuarı öğretmenliğinde, binlerce öğrencisine Klasik Türk Müziği kültürünü ve zevkini kazandırdı. İstanbul Musikisi’nin tarihine yetiştirdiği öğrencilerle geçen ve “hocaların hocası” diye anılan Türk Musikisi öğretmeni; Türk Musikisi eğitim tarihinde özel bir yeri olan Üniversite Korosu’nun efsanevi şefi. İlkokulu, babasının mesleki seyahatlerinden dolayı Erzurum, Trabzon ve Ağrı’da; ortaokulu ve liseyi Trabzon’da tamamladı. 1948’de ailece yerleştikleri İstanbul’da Fulya Akaydın’dan özel piyano dersleri alarak musikiye başladı. Hocasının tavsiyesiyle 1951’de İstanbul Belediye Konservatuvarı Türk Musikisi Bölümü’ne girdi ve sınıf atlamak suretiyle 1954’de normal eğitim süresinden daha erken mezun oldu. Konservatuvar öğrenimi müddetince Münir Nureddin Selçuk, Şefik Gürmeriç, Mesud Cemil, Nevzad Atlığ ve Şive Ölmez gibi Türk Musikisi’nin en önde gelen hocalarıyla çalıştı. Hocası Şefik Gürmeriç’in teşvikiyle, 1957 yılında mezun olduğu okulda kadrosuz olarak öğretmenliğe başladı. Bir süre sonra Halk Müziği İcra Heyeti’nde açılan kadroya tayin olunarak koro yöneticiliği ve öğretmenlik yaptı. 1960’da aynı topluluğa vekaleten şef olarak atandı ve bir yıl boyunca Türk Halk Musikisi konserleri hazırladı ve idare etti. Ardından, okulun Türk Musikisi Bölümü’nde açılan öğretmenlik kadrosuna geçti. 1990’lı yıllarda İstanbul Üniversitesi’ne bağlanan ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı adını alan okulda tam 47 yıl aralıksız şekilde Batı Müziği Solfeji, Türk Musikisi Nazariyatı, Türk Musikisi Solfeji ve Usul dersleri verdi. Çeşitli tarihlerde okulun öğrenci korolarının çalıştırılmasını üstlendi ve çok sayıda konserler hazırlayıp yönetti. Yarım yüzyıla yaklaşan bu görevi sırasında Türk Musikisi alanında yetişen sayısız sanatçının hocası oldu. Konservatuvar hocalığından 2005 yılı itibarıyla emekliye ayrıldı. Kuruluşundan itibaren Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde Türk Müziği Bölümü başkanı olarak görev yaptı, öğrenciler yetiştirdi. Çeşitli dönemlerde Kadıköy Halk Eğitimi Merkezi’nde, Eyüp Musiki Derneği’nde ve Beşiktaş Musiki Derneği’nde korolar çalıştırdı. Bir süre Florence Nightingale Yüksek Hemşirelik Okulu’nda Türk Müziği Kültürü dersleri verdi. Klasik Türk Müziği ile ilgili çeşitli radyo ve tv programlarına uzman olarak katıldı. Türk Müziği piyanisti olarak da öğrenciler yetiştirdi. 1963 yılından itibaren 42 yıl aralıksız olarak, Dr. Şemseddin Kodal’dan devraldığı Üniversite Korosu şefliğini üstlendi. Konservatuvar öğretmenliğiyle beraber Üniversite Korosu şefliği, sanat hayatının merkezindeki faaliyetler oldu. Üniversite Korosu ile geçirdiği 42 sene boyunca, kesin sayısı bilinemeyen binlerce gence klasik musiki zevkini verdi. Her biri Anadolu’nun, Trakya’nın ve İstanbul’un çeşitli köşelerinden gelen ve tek bir ortak payda etrafında, yani Klasik Türk Musikisi çevresinde birleşen üniversiteli gençliğin kendi musiki kültürlerini edinmelerine kılavuzluk etti. Üniversite Korosu’nun sıralarından geçen, hekimlikten eczacılığa, hukukçuluktan iktisatçılığa, siyasi ilimlerden kimyacılığa kadar çok çeşitli dallarda yüksek öğrenim gören sayısız öğrencisi arasında, musikiyi meslek edinenler çok sayıdadır. Ayrıca birçok öğrencisi de, yine Üniversite Korosu çatısı altında değerlendirdikleri vakitlerin bir sonucu olarak, musikiyi doğrudan meslek olarak seçmeyip öğrenimini gördükleri dallarla ilgili meslekleri seçtiler; ancak bunların arasından musikiyle ilgilerini kesmeyen birçoğu, dağıldıkları ülke sathında musikiyle ilgili müesseselerin kurucuları arasında yeraldılar. Anadolu’nun birçok şehrinde kurulan musiki derneklerinin, topluluklarının ve konservatuvarların kurucuları arasında, Süheylâ Altmışdört’ün öğrencileri ön sıralarda bulundu. 42 yıl boyunca ellerinden geçen en az 10 yükseköğrenim kuşağına aktardığı kültürel birikimle, bugün ülkemizde var olan Klasik Türk Musikisi altyapısına çok büyük bir katkıda bulundu. 2006 itibarıyla 64. yıldönümünü yaşayan Üniversite Korosu tarihinin son 42 yılındaki varlığıyla ulusal kültürümüze ve sanatımıza sağladığı katkı, bütün kültür-sanat çevreleri tarafından kabul ve teslim edildi.