AYSEL YAŞA
02.08.2014
AYSEL YAŞA - YENİ ŞAFAK

Taş gibi albüm yaptılar

Alaturka Records, 'Taşplaklar Kaldığı Yerden' mottosuyla yeni bir albüm çıkardı. Girizgah albümüyle, tür ayrımı yapmadan Türk müziği taşplak tadında kaydedilmiş oldu.

Bayramı yeni atlattık ya, nerede o eskiler nostaljisi üzerimize sinmiş durumda. Eskiye özlem her kuşağın kaderi sanıyorum. Bu özlem bazen bizleri başka güzelliklere de ulaştırmıyor değil. Misal Alaturka Records. 2009 yılında nerede o taşplaklar diyerek yola çıkan grup geçtiğimiz ay Girizgâh albümünü Kalan Müzik'ten çıkardı. Zekâi Dede, Nikoğos Ağa, Hacı Ârif Bey gibi klasik, Kaptanzâde Ali Rıza Bey, Artâki Candan, Osman Nihat Akın gibi Cumhuriyet dönemi bestecilerinin eserlerinin yeniden yorumlandığı albümün mottosu 'Taşplakların Kaldığı Yerden.' Fakat burada bir ayrıntıyı kaçırmamak gerek, taşplak kayıt geleneğini yaşatan Alaturka Records sanatçıları geçen sürede yaşanan değişimleri de işin içine katarak çalışıyorlar. Günümüzde kategorilere ayrılmış Türk müziğine özgü sadayı bilen ve dinleyen kişi sayısız çok az. Taşplaklar gibi bir hazineye sahipken neden bunu devam ettirmiyoruz diye yola çıkan Alaturka Records sadece müzik yapan bir grup değil, bir fikri hareket. Bu hareketin başını Uğur Işık çekiyor. Son dönemde Tarihin Arka Odası'nda sıkça görür olduk Işık ve arkadaşlarını. Onlar önemli bir misyonun parçası olarak 'alaturka' diye tabir edilen Türk müziğine iade-i itibarda bulunmak istiyorlar.

ZEVK EROZYONU YAŞADIK

Taşplak devrinin kapanmasının ardından, kaybolan musiki zevkimizi yeniden kazandıracak olan Girizgah albümü, 5 yıllık titiz bir çalışmanın ürünü. Işık, 'Taşplaklardaki musikiden uzaklaştıkça kaybımız çığ gibi büyüdü; üstelik bunun farkına dahi varamadık. Hâlbuki o seslerden mahrum kaldığımız uzun yılların sonunda ne kadar büyük bir zevk erozyonu yaşadığımız ortada. Şimdi, o kaybı telafi edebileceğimiz bir fırsat yakaladığımızı hissediyoruz. Taşplaklardaki o tavrı ve ruhu önce anlamaya çalışmak, ardından da o ruhla bugün de musiki yapılabileceğini görmek ve göstermek görevine talip olduk. Bu görev her ne kadar çok kolay olmasa da, omuz vermekten geri duramayacağımız kadar önemliydi' diyerek amaçlarını bir çırpıda açıklıyor.

MÜHRÜ DAİM

Alaturka Records'a biraz yakından bakacak olursak, yaptıkları kayıtlarda taklitçilik yerine ruhu yeniden keşfedip, icracının da hissiyatını katıp yeni bir iş çıkarıyorlar ortaya. Ekipte 3 yaşında bir çocuk da var, 90 yaşında bir yaşlı da. Ortak payda ne yaş, ne cinsiyet ne de musikideki branşları. İçlerinde dini musiki yapan da var, ladini musiki ile ilgilenen de. Alaturka Records'un bir de mührü bulunuyor. Ekibin yaptığı tüm işler bu mühür altında toplanıyor. Işık 'Bugünden sonra Alaturka Records mührü bir anlayışın standardıdır. Kendi kendini eğiterek, denetleyerek ve yenileyerek gelişmeye devam edecek' diyor.

Bizi kötü sesler bozdu

Girizgâh, albümü alanında başarılı birçok ismi buluşturmasıyla da önemli. Mehmet Güntekin, Doğan Dikmen, Hakan Talu, Esma Başbuğ, Yaprak Sayar, Bekir Büyükbaş, Nazan Sıvacı, Murat Bardakçı ve dahası. Albümde bestelerin güfteleri bulunuyor, bunun yanı sıra bestekârların hayatlarında da pasajlar yer alıyor. Bu yönüyle müzik tarihimize de bir yolculuğa çıkarıyor bizi. 'Etrafta duyduğumuz kötü sesler, kötü yaşam biçimleri bizi de bozmuştu. Oturduk, bir çözüm bulmamız lazım dedik. Önce bir sistem oturtmamız gerekti. 5 yılda sistem oturdu ve üretmeye başladı' diyen Işık, Alaturka Records olarak yüzün üzerinde eser yaptıklarını söylüyor. Bu süreci ise şöyle özetliyor: 'Önce taş plaktaki güzel icraları analiz etmekle başladık. Uygulamaya geçerken de her eserin bestelendiği döneme baktık. En eskisi hangisiyse onu uyguladık. O zamanki icranın melodilerine ve Batı müziğine bakarak ne yapılmaması gerektiğini gördük. Zamanla makamlar tavır ve formlar değişiyor ama bu doğal bir değişim. Değişimi yakalayamazsak kaybederdik. Taş plaklar bittikten sonra bu icra için bulanık bir dönem başlıyor. Değişim devam etseydi günümüzde icra nasıl olurdum sorusunun cevabı bu albümde.'

SOLİST BESTEYİ ELBİSE GİBİ GİYİYOR

Türk müziğinde her eserin tavrı farklı. Yorum farkı da var. Bunları da göz önüne aldıklarını söylüyor Işık: 'Öyle bir sistem kurduk ki solist o eseri bestekârın istediği ruh hali içerisinde kendi yorumuyla elbise gibi giyiyor. Bunu yapabilmek için epey bir çaba sarf ettik. Bir dakikalık bir eser için 7-8 gün çalıştığımızı bilirim.' Alaturka Records'un aktif bir internet sitesi bulunuyor. Burada videolar bölümünde canlı tarih denilen üstadlar ve eski müzisyenler hayatlarını anlatıyorlar. Işık üzerine basarak ifade ediyor ki 'Bu sistemin içerisine giren herkes adapte devresinden sonra onlar da üretmeye başlıyor. Bu bir fikir hareketi. Bu grubun içerisinde herkes en iyi bildiği işi yapıyor. Şu anda 40 kişiyiz ve müthiş bir destekçi kitlemiz var. 'ALATURKAYA DİNİ MÜZİK DE DAHİL

Genelde Türk müziği denince sıkıcılığı da hemen peşi sıra eklenir. Işık, bu görüşe kısmen katılıyor. 'Eğer kötü çalışılmış bir Türk müziği dinlerseniz tabi sıkılırsınız' diyor. Taşplakın farkı işte tam da burada ortaya çıkıyor. Birbirine yakışmak, taksimle bağlamak, aynı makamda olması da önemli ama ruhu yakalamak en mühimi. Tam da bu aşamada Işık altını çizmemiz gereken bir konuya değiniyor: Türk müziğinin parçalara ayrılarak dağıtılmasına. Işık, 'Türk müziği içerisinde birçok türü barındırır. İçinde türkü de, dini müzik de, sanat müziği de vardır. Böyle kategorizasyonlara gerek yok. Biz sanat, halk, tasavvuf deyip uydurma deyimlerle ayırmadık. Bunların hepsi aynı müzik içerisinde. Dini müziği çekerseniz ne olur? Batıdan Bach'ı çekebilir misiniz? Bizden neden çekiliyor? Dede Efendi, Itri bunlar müzisyen. Biz Alaturka isminin aklanması için risk alıp adımızı Alaturka koyduk' diyor.

Çocuklar üzerinde test

Türk müziğine karşı ülkemizde bir kompleks beslediğimizi düşünüyor Işık. Ama yapılan bu işlerle komplekslerin de kırılacağına inanıyor. Müzikleri ilk olarak çocuklar üzerinde test ettiğini söyleyen Işık ekliyor: 'Ben çocuklar üzerinde test ederim müzikleri. Çünkü en bozulmamış kulak onlarınkidir.' Bundan sonrası için Alaturka Records, yeni kayıtlara, araştırmalara devam edecek. Albüm çıktığından bu yana kayda değer teklifler alan grup ilk olarak 22 Kasım'da Zorlu Center PSM'de bir ilki gerçekleştirecekler. Grup, ilk defa yalnız başına bir alaturka konseri vermiş olacak.

20 yıllık plan hazır

Böylesine kıymetli bir oluşumun temellerini atan Uğur Işık'ı yakından tanımakta fayda var. Yaklaşık kırk iki yıldır müzikle uğraşan Işık 'Hayatım boyunca hep öğrenci oldum. Konservatuar bittiğinde öğrencilik bitmez. Dünya değişiyorken, ben de ona ayak uydurmak zorundayım' diyor. Alaturka Records'un önümüzdeki yirmi yıllık planları hazır. Kim gider, kim kalır bilinmez ama şimdiki hedefler arasında on tane albüm ve üniversite konserleri bulunuyor. Işık, 'Biz olmasak da bu oluşum devam edecektir. Biz kendimize kahraman demiyoruz. Bir fikir hareketi kurduk ve yürüsün istiyoruz' diyor.

KAYNAK : http://yenisafak.com.tr/pazar-haber/tas-gibi-album-yaptilar-03.08.2014-673727